YAZILAR

HAYATİ BAKİ’NİN KEDİSİ – Ali Hikmet EREN

Geçen hafta İzmir’deydik. Aynı gün içinde, önce Karşıyaka’da, sonra da Alsancak’ta dostlarla buluştuk. Her iki buluşma noktasına da gelemeyenlerle ayrıca buluştuk. MedaKitap’ın klasik buluşmalarından birini daha gerçekleştirdik. İyi de oldu, özlemişiz İzmir’i. Bir o yana, bir bu yana, hazır gelmişken, koşuşturup durduk. Günlerdir sıcacık bir baharla İzmirli’leri ağırlayan Can Yücel …

AYRINTILAR...

ÖYKÜ VE SİNEMA – Murat DARILMAZ

  Edebiyat dünyasında kimilerinin aksine iddialı olmaktan oldum olası kaçınmışımdır. Yapım gereği sanırım. Bu hafta metin ve görüntü üzerine kafa yormak için yola çıkmış, bunu sosyal medya kullanımı ile ilintilendirmeyi düşünmüştüm. Baktım sert bir yere doğru gidiyor kalem, neyse dedim, vazgeçtim. Bugün biraz sakin kalmak istesem de bu sefer ruh …

AYRINTILAR...

BETON KORKULUK – Tarhan GÜRHAN

“İnsanın aklı kendine düşman olur mu? Benimki öyle” Yol/ Yılmaz Güney   İnsan kendiyle arasına bir korkuluk çekmeli bana kalırsa. Öteki türlü kendinden kurtulamaz. Duygusal karmaşaları onu öleme kadar sürükler. Yani ölmese bile sürükler. Sürüklenmek, dozuna göre insanı kızdırır, saldırganlaştırır, acı verir hatta delirtebilir. O zaman başa dönelim, insan kendiyle …

AYRINTILAR...

ŞİZOFRENİ, PORNOGRAFİ VE JAM SESSION – Serdar AYDIN

 POETİKAMIN KAVRAMLARI ÜZERİNE-II: ŞİZOFRENİ, PORNOGRAFİ VE JAM SESSİON…   ‘’Umutsuzluğumuz insan kalmak içindi’’(1)  Sanat ile felsefe arasındaki zorunlu ilişki ortak paydasını varlığın anlamlandırılmasın da bulur. Sanatçının anlamlandırma uğraşının sonuçları yapıtlarıdır. Filozof ise kavramları ve düşünce dizgesi ile tasarımını oluşturur. Dolayısıyla sanat yapıtlarının felsefenin kavramlarıyla koşut olduğu, sanat ile felsefe arasındaki …

AYRINTILAR...

KARTLAR YENİDEN DAĞITILSIN – Murat DARILMAZ

“Bu saatten sonra kondüktör gelmez, ikinci uykusuna dalmıştır bile.” Dilini dişlerinin arasında gezdirerek konuşan, ne dediği tam anlaşılmayan bu kızıl sakallıyı sevmemiştim. Pos bıyıklarının uçları nikotin sarısıydı. Kürek gibi elleri vardı, kâğıtlar avucunun içinde kayboluyordu. Ne zaman oynamayı düşünüyorsun, dedi, zayıf olanı. Başındaki şapka boldu. Eğreti durduğunun farkında bile değildi. …

AYRINTILAR...

Nurhayat BEZGİN’LE SÖYLEŞİ – Esme ARAS

“Düştüğüm çukurdan çıkmaya çabalarken daha da derine indiğimin farkındayım. Üstelik de yapayalnız… Yerinden çıkacakmış gibi çarpan yüreğim soluğumu keserken, karanlığımda kaybolmamaya çalışarak…” Ankaralı yazar Nurhayat Bezgin,  Ürün Yayınları’ndan çıkan ilk öykü kitabı “Karanlıkta Kaybolmayan”ı 2007’de okurlarının beğenisine sundu. “Kadın Öyküleri Ankara” ve “Kadın Öyküleri Avrupa” serisinde yer aldı; “Güzelim Memleketim” …

AYRINTILAR...

CİNNETİN ŞİİRİ – Serdar AYDIN

  ( POETİKAMIN KAVRAMLARI ÜZERİNE–I: YARA, CİNNETİN ŞİİRİ VE POETİK HİÇ’LİK…)   “Ey anlam, karabasan değilsen bizi hatırlama, bilinmezin ışığında uzaklaş bilge karla örtülü kış göklerine!” (1)  Simgelerin düşünce oluşumları ve oluşan düşüncelerin aktarılmasındaki işlevsellikleri “temsil etme” özelliklerinden kaynaklanır. Aktarılacak olanın, bir simge ya da simge dizgesi ile temsil edilmesi, başat …

AYRINTILAR...

İFFETSİZ TÜMCELER YARATICISI – Özlem Y. UÇAK

Henry Miller’in yıllarca yasaklanan kitabı Yengeç Dönencesi. Cesurca, özgürce ve hiçbir baskıdan etkilenmeden yazılmış bir roman. Haliyle de tüm dünyada +18 okuyucu rafında. Henry Miller’in kaleminin serseri olduğunu biliriz. Özellikle Yengeç Dönencesi bu anlamda onu en iyi tanıtan romanı. Öyle bir kitap düşünün; elinizden bırakmanız olası değil. Erotizm dolu olduğu için …

AYRINTILAR...

ÖYKÜDE ATMOSFER – Murat DARILMAZ

Böyle beklemiyordum. Öykü üzerine yazınca okur-yazar edebiyatseverlerden olumlu mesajlar, e-postalar aldım. Aslında bunları hep beraber düşünelim kafa yoralım diye yazmıştım. Zihin açmak için kurulan cümlelerden başka bir şey değildi yazdıklarım. Sadece kendi öykülerimizin okunup, beğenilmesinin istendiği bir ortamdan çıkarak gözümüzü kulağımızı çevremize doğru açmanın doğru olacağını düşündüğüm içindi. Niteliği; sadece …

AYRINTILAR...

GÖÇ EDENİN ŞARKISI – Gökhan TOK

Şimdi senin seveceğin kadını seviyorum. Ölümün ordusu yürüyor sessizce. Boş bakışlar sessiz adımlara yön yeriyor. Ölümün kokusu insanların üzerinde, tadı ağızlarında. Kimse konuşmuyor yanındakilerle. Sessiz bir yolculuk bu. Yerin dibindekiler ayağa kalmış, geliyor. Karanlığın içinden çıkıyorlar; çamurların, yıkıntıların, uçurumların diplerinden geliyorlar. Ormana gittim. Dokuz yaşındaydım ve hayat ormanda bekliyordu beni. …

AYRINTILAR...