YAZILAR

ÇIĞLIK: İFADENİN KAOSU VE ANLAM – Serdar AYDIN

“Dünyanın benim dünyam olduğu, kendini şurada gösterir ki, dilin(yalnızca benim anladığım dilin) sınırları, benim dünyamın sınırlarını imler.” (1) “Çığlık aramaktır olmayanı.”(2)               Sanatın, en genel anlamıyla bir temsiliyet pratiği olduğu söylenebilir. Temsiliyet, temsil eden ile temsil edilen arasındaki ilişkide ıralanır ve objede cisimleşerek somut ifadeye dönüşür. Bir başka şekilde …

AYRINTILAR...

ALFONSİNA STORNİ (1892-1938)

29 Mayıs 1892 yılında, İsviçre’nin İtalya bölgesinde, İtalyan ve İsviçreli bir anne babadan doğdu. Aile 1896 yılında Arjantin’e taşınıp bira üreticiliğine başladı. 1900 yılında işlerin kötü gitmesi nedeniyle baba bunalıma girdi ve kendini alkole verdi. Storni 12 yaşında çalışma hayatına atılmak zorunda kaldı. Bir fabrikaya girerek evine ekmek getirmeye başladı. …

AYRINTILAR...

ŞARAPÇI KAMİL VE ŞERİF – Aytekin KARAÇOBAN

70’li yıllarda Gazi Mahallesi’nde iki delimiz vardı. Biri Şarapçı Kamil’di. Ne olmuştu, nasıl olmuştu da bu adam bu duruma gelmişti, kimse bilmezdi. Yaz kış gün boyunca mahallenin sokaklarında dolaşır, yerde bulduğu bütün kağıt parçalarını kirden kayış gibi olmuş paltosunun ceplerine doldururdu. Yalnızca yerdeki kağıtları toplamak için yere eğilmezdi Kamil. Özellikle …

AYRINTILAR...

YOLUN YARISI – Saniye KISAKÜREK

Büyük ciltli ansiklopedilerde rastlarız hayatta olmayan yazarların doğum ve ölüm tarihlerine. Yaşamın kısa ve resmi dökümü, bir hesap defteri gibidir bu bilgiler. Kimi kısa, kimi de uzun bir zaman diliminde yaşamıştır. Bir başı ve bir sonu olan hayatın elbette bir de ortası olmalı. Mesela Dante “Yaşam yolumuzun ortasında” demiş, henüz …

AYRINTILAR...

SANATIN VE İNSAN’IN, SİDİĞİN VE KAN’IN MÜLKİYETİ – Serdar AYDIN

Diogenes, Atina Sokaklarında, gündüz vakti, elinde feneriyle dolaşıp “İnsan” ararken, bu sıra dışı davranışın çağrışımlarının, varoluşsal bir aporia’nın Antik Dünyadan günümüze uzanan göstergesi olabileceğini, elbet ki bilemezdi. Kendisi de İnsan olan ve fakat İnsan’ı arayan ben’in varlık hali, türüne yabancılaşmadan başlayan bir olmazlığı ve huzursuzluğu ifadelendirebilir ancak.  Diogenes, kurallara, itaate, …

AYRINTILAR...

Esme ARAS – MURAT DARILMAZ İLE SÖYLEŞİ – Hürriyet / 12.06.2016

“Bitiyordu işte. Her şey azar azar bitiyordu. Bahar bitiyordu örneğin. Daha önce de bitmişti. Aşk bitiyordu. Hırs. Ego. Aldanış. Kavga… Bitsin. Her başlangıcın varacağı yer gibi bit-sin.”   Adana, Ceyhan doğumlu ama Ankaralı yazarımız Murat Darılmaz “Yola Düşen Gölge”den sonra ikinci öykü kitabı “Akşam Olur Karanlığa Kalırsın”ı (Mayıs 2016) Medakitap …

AYRINTILAR...

ÖYKÜDE KARAKTER – Murat DARILMAZ

“Nezihe Meriç’in ‘Yandırma’ Kitabındaki Öykü Karakterlerine Toplu Bir Bakış” GİRİŞ: Öyküyü bir dil sorunsalı olarak ele aldığımızda onun disiplini ile karşılaşırız. Her edebiyat türünün ayrı disiplini vardır. Öyküdeki kısalık, yoğunluk, kurgu yapısı, gizli ve beklenmeyen sonucu (sürpriz), mekanın kullanımında getirdiği teknik anlamdaki darlık, zamanın bir bölümünü -belki de bir anını- …

AYRINTILAR...

DELİ’NİN ve ALİ’NİN HİKMETİ… – Serdar AYDIN

 “Bu dünya, belki de bir başka gezegenin cehennemidir.” Aldous Huxley Deli ile akıllı arasında kıldan ince, kılıçtan keskin bir fark var mıdır? Yoksa her şey bir normun, normalin dayatması mıdır? Normu aşanın, normalden ayrışanın boynundaki kadim yafta değilse delilik, nedir ki? Birilerinin kendini aklamak için uydurduğu, muhatabını ötekileştirdiği kesin olan …

AYRINTILAR...

Her şair, Elsa’ya Aşıktır Biraz – M. Mahzun Doğan

Fransız şair Louis Aragon, Dada akımının üyelerindendir. Dada akımı rüzgârını yitirdiğinde ise gerçeküstücülük akımının kurucuları arasında yer aldı. 1927’de Komünist Parti’ye girdi. İkinci Dünya Savaşı’nda işgal sırasında ise, direnişin simgesi oldu. Karısı Elsa Triolet için yazdığı şiirler, aynı zamanda Fransa’ya, yaşama, umuda, direnişe bir sesti… “Elsa’nın Gözleri” adlı şiiri, dünya …

AYRINTILAR...

KORKU BALADI – MURAT DARILMAZ (Öykü)

KORKU 1     Küfredercesine fırlattı televizyon kumandasını. Haber spikeri elindeki kâğıtta isimleri okumayı sürdürüyordu. Tutuklamalar arttıkça artıyordu. “Gelecekler” dedi, yine.  Salonda volta atarak aynı cümleleri söyleyip durdu: “Biraz sonra gelecekler…” Tırnağını yemeyi bıraktı. Pencereye doğru yürüdü. Tenini yaran bir bıçak gibi açtı perdeyi. Sokak bomboş. Kavşakta kırmızı ışık yanıp …

AYRINTILAR...