POETİKAMIN KAVRAMLARI ÜZERİNE-II: ŞİZOFRENİ, PORNOGRAFİ VE JAM SESSİON… ‘’Umutsuzluğumuz insan kalmak içindi’’(1) Sanat ile felsefe arasındaki zorunlu ilişki ortak paydasını varlığın anlamlandırılmasın da bulur. Sanatçının anlamlandırma uğraşının sonuçları yapıtlarıdır. Filozof ise kavramları ve düşünce dizgesi ile tasarımını oluşturur. Dolayısıyla sanat yapıtlarının felsefenin kavramlarıyla koşut olduğu, sanat ile felsefe arasındaki …
AYRINTILAR...KARTLAR YENİDEN DAĞITILSIN – Murat DARILMAZ
“Bu saatten sonra kondüktör gelmez, ikinci uykusuna dalmıştır bile.” Dilini dişlerinin arasında gezdirerek konuşan, ne dediği tam anlaşılmayan bu kızıl sakallıyı sevmemiştim. Pos bıyıklarının uçları nikotin sarısıydı. Kürek gibi elleri vardı, kâğıtlar avucunun içinde kayboluyordu. Ne zaman oynamayı düşünüyorsun, dedi, zayıf olanı. Başındaki şapka boldu. Eğreti durduğunun farkında bile değildi. …
AYRINTILAR...Nurhayat BEZGİN’LE SÖYLEŞİ – Esme ARAS
“Düştüğüm çukurdan çıkmaya çabalarken daha da derine indiğimin farkındayım. Üstelik de yapayalnız… Yerinden çıkacakmış gibi çarpan yüreğim soluğumu keserken, karanlığımda kaybolmamaya çalışarak…” Ankaralı yazar Nurhayat Bezgin, Ürün Yayınları’ndan çıkan ilk öykü kitabı “Karanlıkta Kaybolmayan”ı 2007’de okurlarının beğenisine sundu. “Kadın Öyküleri Ankara” ve “Kadın Öyküleri Avrupa” serisinde yer aldı; “Güzelim Memleketim” …
AYRINTILAR...CİNNETİN ŞİİRİ – Serdar AYDIN
( POETİKAMIN KAVRAMLARI ÜZERİNE–I: YARA, CİNNETİN ŞİİRİ VE POETİK HİÇ’LİK…) “Ey anlam, karabasan değilsen bizi hatırlama, bilinmezin ışığında uzaklaş bilge karla örtülü kış göklerine!” (1) Simgelerin düşünce oluşumları ve oluşan düşüncelerin aktarılmasındaki işlevsellikleri “temsil etme” özelliklerinden kaynaklanır. Aktarılacak olanın, bir simge ya da simge dizgesi ile temsil edilmesi, başat …
AYRINTILAR...İFFETSİZ TÜMCELER YARATICISI – Özlem Y. UÇAK
Henry Miller’in yıllarca yasaklanan kitabı Yengeç Dönencesi. Cesurca, özgürce ve hiçbir baskıdan etkilenmeden yazılmış bir roman. Haliyle de tüm dünyada +18 okuyucu rafında. Henry Miller’in kaleminin serseri olduğunu biliriz. Özellikle Yengeç Dönencesi bu anlamda onu en iyi tanıtan romanı. Öyle bir kitap düşünün; elinizden bırakmanız olası değil. Erotizm dolu olduğu için …
AYRINTILAR...ÖYKÜDE ATMOSFER – Murat DARILMAZ
Böyle beklemiyordum. Öykü üzerine yazınca okur-yazar edebiyatseverlerden olumlu mesajlar, e-postalar aldım. Aslında bunları hep beraber düşünelim kafa yoralım diye yazmıştım. Zihin açmak için kurulan cümlelerden başka bir şey değildi yazdıklarım. Sadece kendi öykülerimizin okunup, beğenilmesinin istendiği bir ortamdan çıkarak gözümüzü kulağımızı çevremize doğru açmanın doğru olacağını düşündüğüm içindi. Niteliği; sadece …
AYRINTILAR...GÖÇ EDENİN ŞARKISI – Gökhan TOK
Şimdi senin seveceğin kadını seviyorum. Ölümün ordusu yürüyor sessizce. Boş bakışlar sessiz adımlara yön yeriyor. Ölümün kokusu insanların üzerinde, tadı ağızlarında. Kimse konuşmuyor yanındakilerle. Sessiz bir yolculuk bu. Yerin dibindekiler ayağa kalmış, geliyor. Karanlığın içinden çıkıyorlar; çamurların, yıkıntıların, uçurumların diplerinden geliyorlar. Ormana gittim. Dokuz yaşındaydım ve hayat ormanda bekliyordu beni. …
AYRINTILAR...SOR DÜNYA?!… SARDUNYA… SORDUN YA?!… – Tarhan GÜRHAN
“Sorular da döker mi bir gün yapraklarını?” Alova/ Sfenks’in Doksan Dokuz Sorusu Niye soru sorarız? Bu konunun kendisini bile niye bir soruyla açarım? Kim bilir? Meraktan mı? Bilgiye olan açlığımızdan mı? Dedikoduya olan merakımızdan mı? Tanımak için mi? Muhabbet etmek için mi? Tilkilik yapmak için mi? Anlamak için mi? Adalet …
AYRINTILAR...GİDİŞİN ve KALIŞIN KEDERİ… – Serdar AYDIN
“Ölüm hiçbir şeye yanıt değildir”(1) Ölümün geldiği an, mutlak bir katatoniyi içerir. Ölen ben, geride kalanların hepsi ve belki de varoluşun kendiliği, zamanın ötesinde aşkın bir uzama eklemlenir. Bu eklemlenme hali, devinimi içermez. Bir tür kendinde oluştur ve kalışı, durağanlığı, zamanın durduğu an’ı imler. Bu an’a eşlik eden başat …
AYRINTILAR...ANLATMANIN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ YA DA ÖYKÜ NE DEĞİLDİR? – Murat DARILMAZ
Oysa her şeyi hazırlamıştım bir yazılması kalmıştı. Zihnimde bütün toparladıklarımı silmeme sebep oldu, o cümle. Büyük bir markete (Ankara’da yaygınlaşan tabirle gros market) girmiştim, çıkışta gördüm dev afişi; “Her çok, azdan olur.” Elimdekileri bırakıp afişi seyrettim uzun süre. Tabii ya dedim, zaten anlatmanın dayanılmaz hafifliğini yazmayacak mıydım, neden olmasın, buradan …
AYRINTILAR...