BEŞ YENİ KİTABIMIZ RAFLARDA – MedaKitap

MedaKitap Yayınlarından çıkan beş yeni kitabımız 5 Nisan 2019 tarihinden itibaren raflarda yerini almıştır. Okurlarımıza iyi okumalar dileriz.

 

AHMET İNAM’DA GÖNÜL FELSEFESİ  / Nurcan DEMİR

 Ahmet İnam, bozkırın ortasındaki bir felsefeci, hoca, gönül insanı ve sohbet ehlidir. Derslerinde ya da sunumlarında bulunmak bir şanstır. “Öte” ve “Beri” sözcükleri üzerinden şiirin ne’liğini, deyim yerindeyse vecd halini betimlediği sempozyum sunumunu unutmam olası değil.

Bu kitap, kendi sözcüklerini ve kavramlarını üreterek felsefeyi gönül işi kılan ve bu ‘Gönül Felsefesi’ ile öteki insanlarla buluşmayı, muhabbeti arzulayan Ahmet İnam’ın çalışmalarına ve düşüncelerine derinlikli bir perspektif sunuyor. Gönül Dağı’ndan gelen, gönülden gönüle uzanan Anadolu İrfanı’nın kavram üretme yönsemesini vurgulayıp, ‘sinemizdeki yaraların gizli dili’ni açık eden, gönlünü ortaya koyarken gönlünüze ulaşmayı arzulayan ayrıntılı bir çalışma.

Unutmadan, sözlük de kitabın içinde. Emeği geçen herkese “aşk” olsun…

                                                                                                                                                Serdar AYDIN

 

GÜNDÜZ DÜŞLERİ  / İlker ÜLGEN

 Gündüz Düşleri’nde umutlu rüyalarla gerçeküstü kâbusların arasında dolaşan oyunbaz öyküler var; delilikle değişkenliğin kol kola yürüdüğü aykırı kesitler. Elinde feneriyle dolaşan yolcunun, gerçekliğin perdesinin ne zaman açılıp kapandığını arama düşleri.

“Biliyorum, benden oldukça memnundun. Issız adalara, ufkun her yanına benimle varırdın. Ah şu düşler; sıcacık, yumuşacık, korunaklı ve huzurlu gündüz düşleri. Ama birden her yer titredi! Gür bir çarpışma sesi. Haydaa! Hoyratın teki bizimkine bodoslama dalıvermiş. Nereden çıkıp

geldi ki bu it, şaşırdım kaldım…”

 

 

PAZARTESİYİ CUMAYA BAĞLAYAN BİR GECEYDİ  / Ali Hikmet EREN

 Her akşam aynı cümlelerle konuşuyorduk hemşireyle; aynı kelimeleri, özenle, aynı cümlenin içine yerleştiriyor, aynı tonlamayla tekrar ediyorduk birbirimize. Daha çok o konuşuyordu ama alışmıştım bu oyuna. Bu rutin içinde pek çok sahnenin eksik kalması içimde tarifi zor bir boşluk yarattı. Duvar ve tepsi arasında kalan boşluğa bakarak, ‘Şu ilaçları hemen, şunu da bir saat sonra, uyuyamazsan eğer…’  diye tekrarladım. Sonra kendimi hemşirenin yerine koyup, soğuk ve dik bakışlarla baktım kendime.

Söylediklerimi anladığımı anlaması için hafifçe salladım kafamı…

Gerçeklikle haddinden fazla haşır neşir olmak, onu fazlasıyla ciddiye almak, bir boşluğun tam da içinde olmaktı… Palmiyenin en üst katı o boşluğun yazıldığı yerdi.

 

 

PEÇELİ ŞİİR / Ali Hikmet EREN

  

peçeli şiir, bildiğim, daha bilmediğim şiir
 

yani soyunuk yarı yüzlerinden
utansın diye kız çocukları, git uyu denildi uykularını
ayrıntılar boğabilir

 ve açılıp kopçalarından yüzünü
şehvetini uyandırabilir de okurun,

                                                                         peçeli bir şiir!

 

 

YAS / Serdar AYDIN

Yok sayılan her şey, bir zaman sonra çok daha güçlü bir şekilde geri döner. Yas, unutamayışın, hatıraların belgeliği olur sonra. Serdar Aydın son kitabı yas ile çok boyutlu ve şiire de içkin, İmgesel bir yüzleşmeyi kaleme alıyor. Kendine geliyor, kendini buluyor bu kitabıyla.

İmgeler ve kimi zaman imgeleşen kavramlar bu yüzleşmenin ulakları olurken, insan’dan umudunu kesen şair doğa’ya, umut’la yöneliyor. Sincaplar, nehirler, nergisler, bordo ve mor bir spektrum içinde de başka orman düşleri… Serdar Aydın şiiri için epik ve yeni bir filizi muştuluyor belki de!

uluyan sözcüklerle başlıyor söylencesi bilinmeyen bir ağıt
hakikatin sırrında dilini çamurla bezeyeni, kim bilebilir ki
şairden başka… kara kurgun vesveseleri unutun, başlayın
yeniden hiç’liğe: tanrı size dil verdi, söyleyin, söyleyin, söyle!

                                                                      Ali Hikmet Eren

 

 

Not: Kitaplar hakkındaki ayrıntılı bilgileri sitemizin MEDAKİTAPLAR sekmesinden edinebilirsiniz.

YAZAR: medakitap

mm

Check Also

“TANRI VE KRAL İNDRA” ÜZERİNE BİR DENEME – SEDA ZENGİN

Yabancı, yabancı, gitme ve beni bırakma* paradesee jaana nai परदेसी जाना नै     . …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir