Veda
‘Büyük Gürbetçi’ye, T. Uyar’a…
Sır vadiye
Yalnızlık sıramı bekleyerek indim
Denizin karaya girdiği yerdeki gün gibi
Bir çocuğun gözlerinde sabaha nemdim
Unutuldum
Güneşe sırtını vermiş
Gerçeğiyle geçmişliğin
Kocamışlığın aklıyla
Uyuttum ikindimi
Ne sevginin sonunu bildim
Ne de sevginin mavi defterini
Kalsın orada
Kara bir tüyle çürüyen içim
Bir tek denizden görülen
Kayada yazılı adın
Kuşların karnında
Siyaha bölünen gölge ödüyor kuzeyi
Ben istemeden gelen nehir
Yazgı
Yeter!
Doyurduğundan başka aç kalmadı
O adam öldü
O sinema yandı
Selamını alan komşu
Yaz’a gitti
Sıkılıyorum bilmeden annem gibi.