de üzeri nokta
başımdan çok ilginç şeyler geçti
dün yarın olsaydı bugün cuma olurdu bana hep pazar
benim zekâdan anladığım rüya içinde rüyaydı
öyleyse bir kalp neden ikiye bölünür ki böbrekler kardeşken
kanatlar da iki tane ve onu on geçe bir kuş kanadıdır
yani saç ve sanat için gereksiz taramalardan kaçınılmalıdır
rüzgâra karşı işe gidiyorum, naaşa zam, işe son
lakin değilim duvara karşı duvar kapalı ve suskun
ısınma yok küreselimizde, cehennem kapıda
arabesk dinliyorum damar damar üstüne binerken
günler yabancı ve ne kadar da laubali sandey mandey
sendromlarımızla dalga geçilirken
düşün, âşıkların vurulduğu bir savaş alanındayız
ve hiçbir şair terk edemiyor ölümü sonbaharda
pası yenilensin yalnızlığımızın, ağla
ve herkes severek kimi öldüreceğini tasarlasın hayatta
zulada birkaç şişe viski, koyu kehribar, bir düşün
aşk örgütlenmekse otobüsler neden çalışmıyor geceleri
biraz daha dil sömürüsü yapayım, aklımız saçımıza gelsin
ölenle ölünür, yaşayanla yaşanmaz bazen, internetimiz olmasa
nasıl yaşayabilirdik o karanlık ergenliğimizi
ve benim bildiğim 90 yılından beri pis burun yasak
ve sanki köpekler karnı doyunca sigara içmek istiyor gibi
sevda sözleri öğrenmiş kuşlar, ben aslanın ağzında çiğnenmemiş
o en nadide çiçeğin arı görmemiş meyvesi öyle parmağın
kesildi kanı değil bu led zeppelin’in d’si, uzaydaki noktanın i’si
şiir fedakârlıktır kötülükten iki bin on dördün özeti!