KORKU BALADI – MURAT DARILMAZ (Öykü)

KORKU 1

 

 

Küfredercesine fırlattı televizyon kumandasını. Haber spikeri elindeki kâğıtta isimleri okumayı sürdürüyordu. Tutuklamalar arttıkça artıyordu.

“Gelecekler” dedi, yine.  Salonda volta atarak aynı cümleleri söyleyip durdu: “Biraz sonra gelecekler…”

Tırnağını yemeyi bıraktı.

Pencereye doğru yürüdü.

Tenini yaran bir bıçak gibi açtı perdeyi.

Sokak bomboş. Kavşakta kırmızı ışık yanıp yanıp sönüyordu. Ağaçlarda direnen son yapraklar da birer birer düşüyordu.

Sonra yatak odasına geçti.

Gardırobundan uzun kollu birkaç gömlek, kazak, bir de hırka seçerek giriş kapısına yöneldi.

Kapının yanında duran çantasının üzerindeki tozları sildi önce, sonra yazlıkları çıkarıp kışlıkları koydu.

 

KORKU 2

 

Çemberin daraldığını söyleyen yöneticinin, apartman toplantısında ortaya attığı öneriyi herkes destekledi.

“İyi ama..” dedim, geldiklerinde nöbetçi apartman sakini ne yapabilir ki?

“Hepimize haber verecek, görevi bu.” dedi yönetici.

“Kime ne yararı olacak ki bunun.” dedim.

“En azından komşumuzu tek başına götüremeyecekler, hep beraber gideceğiz.”

Bunun öyle olmayacağını kendi de biliyordu. Eminim çok korkuyordu. Yine de sakin bir şekilde kalktı, hazırladığı nöbet çizelgesini herkese dağıttı.

“Gece yanan o bir ışık bile çok önemli.” dedi, vurgulayarak.

Çizelgeye baktım, ilk nöbet karşı komşumundu. Endişeliydi. Konuşsa belki sesi titreyecekti. Ne konuştu ne de itiraz etti. Herkes kalkarken ona; “Beraber bekleyebiliriz.” dedim.

Yıllardır görmediği eski bir dostu gibi baktı bana; gözleri ışıdı.

 

KORKU 3

 

Tüm şehri çevrelemişlerdi. Kimsenin giriş çıkışına izin vermiyorlardı.

Kendileri de nasıl gireceklerini bilmiyordu.

Güvenlik toplantısından çıkan ilk karar şehri tel örgülerle çevirmekti. En azından dört bir yanda bu kadar görevli beklemezdi.

Öyle de yaptılar.

Bir süre sonra tel örgüler çekilmiş, giriş çıkışlar teke düşürülmüştü.

Ancak şehirdekilerin tepkisini gösteren en ufak bir fikirleri yoktu. Bu sessizlik canlarını sıkıyordu.

Değerlendirme toplantıları yaptıkları sırada, “Belki de mutlular.” dedi, rütbesi en düşük olanı. Hem de aniden.

“Ne demek mutlular?” dedi, onun üstü. Aslında soru sormuyor, o ortamda kızdığını göstermek istiyordu.

“Böyle konuşma hakkını kimden alıyor.” diye sordu, onun bir üstü.

Yanındaki rütbeliler birbirlerinin kulaklarına şaşkınlık ifadeli cümleler kurmaya başladılar.

Durumdan vazife çıkaranlar hemen derdest edip götürdüler, rütbesi en düşük olanı.

Ama hepsinin içine bir kurt düşmüştü. İçlerini yiyip bitiren de bu kurt oldu.

 

Not: Korku Baladı öyküsü Murat Darılmaz’ın Mayıs 2016 da Medakitap Yayınlarından çıkacak olan ‘AKŞAM OLUR KARANLIĞA KALIRSIN‘ adlı kitabından alınmıştır…

YAZAR: medakitap

mm

Check Also

“TANRI VE KRAL İNDRA” ÜZERİNE BİR DENEME – SEDA ZENGİN

Yabancı, yabancı, gitme ve beni bırakma* paradesee jaana nai परदेसी जाना नै     . …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir