ÇAĞIN RUHU – GÖKHAN TOK

Sosyolojide “çağın ruhu” denilen bir terim var. Buna göre her dönemde hakim olan belli anlayışlar insanlığın yaşamına yön verir. 20. yüzyılda çağın ruhuna ağır sanayi hakimken, 21. yüzyılı yaşadığımız günümüzde iletişim teknolojileri çağımıza damgasını vuruyor. Kablolar yavaş yavaş kaybolmaya başlarken, iletişim gittikçe daha da kolaylaşıyor. Çok değil günümüzden 10 yıl geriye gittiğimizde cep telefonları bu kadar yaygın değildi. İnternet 15 yıl önce gençlik yıllarını yaşıyordu. Oysa bugün bu gelişmeler günlük yaşamın sıradan sayılan etkinlikleri arasında yerlerini aldılar bile. Günümüz insanı teknolojinin getirdiği yeniliklere eninde sonunda yakalanıyor.

Teknolojinin gelişmeye başladığı ilk zamanlardan beri hedeflenen en önemli şey insanın yaşamını kolaylaştırmasıydı. Daha konforlu daha rahat bir yaşam sürmemize yardım edecekti teknoloji. Bu anlamda atalarımıza göre çok daha rahat ve kolay bir yaşam sürdürdüğümüz yadsınamaz. Öte yandan teknolojinin yaşam biçimimizi belirlemesi sona ermiş de değil. Her yeni buluşla birlikte bizim alışkanlıklarımızda da değişiklikler oluyor. Teknolojinin yaşamımızı etkilemesi ve değiştirmesi toplumbilimsel anlamda oldukça ilgi çekici, ancak burada üzerinde durulması gereken çok daha ilgi çekici bir şey daha var: Artık yeni teknolojilere çok daha kolay uyum sağlıyoruz. Bunun en çarpıcı yanı, bilimkurgu düşlerinin eskisi kadar etkileyici olmaması.

jvtomb1

Bir zamanlar yeni bir fikir çok daha büyük hayretler uyandırırdı. Oysa günümüzde toplumun itici gücü haline gelen bir şeye dönüştü. Bilimkurgu yazınının da itici gücü bu. Bir yapıtın gelecekte geçmesi, uzayda yolculuklar yapılması artık bilimkurgu olarak tanımlanması için yeterli olmuyor. Willis McNelly, bir bilimkurgu öyküsünün ya da romanının asıl kahramanının bir kişi değil de bir fikir olduğunu söylüyordu. Gerçekten de iyi bir yapıt ortaya koymak için yeni, alışılmışın dışında bir fikre gereksinim var. Bilim, düşleri birer birer gerçeğe dönüştürürken yeni fikirler üretmezseniz ister bilimkurgu yazarı olun ister herhangi biri, çağın gerisinde kalıyorsunuz. Oysa biz yazarlar kalıcı olmak, gelecek nesillere ulaşmak için yazıyoruz. Bir parmağımızı gökyüzüne kaldırıp “umutla yıldızlara” diye yol göstermek için varız.

YAZAR: medakitap

mm

Check Also

“TANRI VE KRAL İNDRA” ÜZERİNE BİR DENEME – SEDA ZENGİN

Yabancı, yabancı, gitme ve beni bırakma* paradesee jaana nai परदेसी जाना नै     . …