AVEİRO BALIKÇISI / Gökhan TOK
Bugünlerde insanların çoğu vakitsizlikten söz ediyor. Çoğu zaman, telaşla bir yerlere yetişmekten, kitap okumaya ya da birbirimizin gözlerine bakmaya bile fırsat bulamıyoruz.
Neyse ki edebiyatta çareler tükenmiyor; durup dinlenmeye, sakinleşmeye ihtiyacımız olduğu o sakin limanları “kısa öykü”de buluyoruz.
Gökhan Tok bu kitabında bizleri hikâyeleri anlatılmayan küçük insanlarla tanıştırıyor. Bir an için durup farklı insanların gözlerine bakıyoruz. Hayat kısa bir süre için de olsa duruyor, adına öykü diyoruz.
(Öykü, Ocak 2019, 80 s. 1. Basım)
defter / ali hikmet eren
geceleyin, yanına sevgili yerine kağıt ve kalem alarak uyumak kimin işidir ki, kimin aklına gelir imkanı varsa? denedim; gelmeyeceğini bile bile, uykuyu da çağırmak adına, kağıt ve kalem aldım uyurken yanıma.
kendimi biricik ve yalnız hissettim çoğu zaman; bütün yazanlar gibi. kimi zaman bir karabasanı, ayrıntıların gizlendiği ya da hiçbir ayrıntının aslında ayrıntı bile olmadığı bir rüyayı sabaha taşımak için çabaladım. gördüklerimi unutursam, imgelem dünyamın zararla kapatacağını, o boşluğun hesabını kendim dahil kimseye veremeyeceğimi, yazacaklarımı sonra’ya taşıyamamanın yükünü defter’e nasıl açıklayacağımı, düşünüp durdum.
sonunda, “gerçek’le sanal olanın ayrımına varamadığım” gerçeği kaldı elimde; gündüzün rüyalarla desteklenen cehenneminde, başka bir cennette buldum kendimi. gerçek’le, rüyalarımızı yaşamak arasında bir fark yoksa eğer, rüyalarda yaşadıklarımız gerçek’se, asıl gerçeklerimiz ve gerçek hayat adını verdiğimiz o bütün yanılsamalar da aslında bir rüya ise…
ölü bir rüyayı görmektense, bir rüyayı kendi ellerimle öldürmenin, arada fark yoksa eğer, gündüz gözüyle rüya görmenin, kime ne zararı olabilirdi ki?
(Öykü, Ocak 2019, 80 s. 1. Basım)
SEVGİLİ DAGMARA / Kerem ŞAHİNBOY
Yaşamın anlamı ve evrimin bizi getirdiği noktada insanlığın sorgulandığı bu deneysel novella, sizi bakkal Vartyan’la bira masasından alıp Darwin’le karşılıklı monologlara götürürken, evrim, aşk, özlem ve yalnızlık hakkında düşündürecek.
Kerem Şahinboy, geçmiş ve geleceği aynı masaya oturtup kendinizle yüzleşmenizi sağladığı Sevgili Dagmara’da aşkı, sanatı, dostluğu ve tarihi her satırında ince ince işliyor.
“Sen, kurduğuna inandığın bir oyunda aslında kontrolsüz akan bir nehirde süzülen aciz bir yapraksın, hiçbir şey kontrolünde değil…”
(Öykü, Ocak 2019, 64 s. 1. Basım)
ISRAROTU / Gökhan Taner GÜNSAN
içimde boş bir salıncak
sallanıyor aklıma çarparak
uzun bir çay söylüyorum kendime
ölümün uzun saçlarını süpürüyor berber
bir yaprak neden bu kadar uzun düşüyor
(Şiir, Ocak 2019, 80 s. 1. Basım)