Orhan Veli’nin “Ölüme Yakın” şiirinden belleklerimize kazınmış olan “Ölünce biz de iyi adam oluruz” dizesinin durmadan kendini anımsatması üzerineydi son yazım. Buradan şiirin yaşamda karşılığı olması konusuna gelmiştim. O yazımı kaleme alırken Ankara’da yaşayan şairlerimizden Mustafa Ergin Kılıç’ın “Şimşiir” yıllıklarına yazdığı sunuşları da anımsadım. Gel gör ki, aynı yazıda sözü bir de oraya götüremezdim. Yoksa, yazacağım yazı köşe sınırlarını alabildiğine zorlardı. O anımsayışımı bu yazıya bıraktım.
***
Mustafa Ergin Kılıç’ın yıllıklarına şiir seçerken temel kaygısının, toplumsal yaşamdan beslenen, doğal olarak da yaşadığımız kentle, ülkeyle, coğrafyayla, dünyamızla birlikte nefes alıp veren, insan ruhuna dokunan, gönül tellerini titreten şiirleri yakalamak olduğunu biliyorum. Şiirlerde ve dahası o şiirleri yazan insanların birlikte bir fotoğrafa dönüştükleri edebiyat ortamında insanı aradığını… İnsan gibi insanı…
Bunu, 2012 yılı şiirlerinden seçtiklerini bir araya getirdiği yıllıkta (1) net olarak dile getirmişti. Bir de, şiirde yaşamın nefesinin duyulmasının yanında, yaşamın şiire açıklığı, kapalılığı üzerine de tepkisini ortaya koyuyordu Kılıç. Bundandır ki, yıllık adının üstünde, kitap adının üst başlığı gibi kullanılmış bir slogan da vardı:
“Şiirsiz hayat eksiktir!”
Bu slogan, sonundaki ünlem atılmış olarak da olsa, sonraki yıllıkta da yer aldı aynı şekilde.
2012 yıllığı, “Şiir’e…” adanmıştı.
Mustafa Ergin Kılıç’ın sunuş yazısını okuduğumuzda bu adamanın “şiir”e, “sütliman” olmayan, toplumsal sorunlara, olaylara, toplumun, ülkemizin, dünyanın sorunlarına gözünü kapatmayan “çalkantılı” bir şiire adandığını düşünüyoruz.
Elbette, Mustafa Ergin Kılıç’ın özel yaşamını birazcık biliyorsanız, aynı zamanda, bunun kızına adanmış olduğunu da biliyorsunuz. Çift anlamlı bir gönderme.
Sunuş yazısının başlığı ise, Kılıç’ın günümüz şiirini nasıl değerlendirdiğini özetliyor:
“Eskiyen mi? Şiirimiz, İnsanlığımız, Duygularımız! / 2012’de Şairin Şiiri Süt Limandı!” başlıklı yazısında şunları söylüyordu Kılıç:
“Şair hayatın ve insanın tam da merkezinde bulunması gerekirken, sürecin içerisinde bizzat süreçle mücadele eden / yön veren / iklimi koklayan, şekillendiren, ısıtan-soğutan bir sanat adamı olarak, 2012 yılındaki kadar hiç hissizleştirilmemişti. Şair kişisel ve toplumsal çıkarlardan çok, gerçeğin peşinde koşan, doğruya ve insana taraf bir tutum sergilemesi gerekirken, 2012 yılında daha da çok duymayan ve görmeyen bir portre çizdi. Şair daha çok dünyayı yaşayan bir insan değil de kendini yaşayan ve kendisinin dışına pek de çıkamayan bir görünümdeydi.”
Ona göre, 2012 yılındaki şair portresi, “günü yaşayan”, “sessiz kalmayı”, “sisteme kürek çekmeyi”, “rahatsızlığını dile getirmemeyi” yeğlemiş bir insan portresiydi.
“Haritaların yeniden ele alındığı, finansal krizlerle Avrupalı ülkelerin battığı, yeni bir dünya düzeni söyleminin yaygınlaştığı, üçüncü dünya savaşının gündem oluşturduğu, Afrika kıtasında ve Ortadoğu’da yeni siyasal, toplumsal yapılanmaların söz konusu olduğu bir dönemde, şairin şiiri süt limandı!
Oysaki şair yaşadığı yüzyıla tanıklık eden, tarihin yapraklarını toplumsal değişkenlerle birlikte çevirebilen ve o güne ayna tutan, dönemin yansımalarını da içine alan bir şiirin peşine de düşebilmeliydi.”
***
Mustafa Ergin Kılıç, sonraki yıllığı hazırlarken de değişen bir şey yoktu. Yoktu ve Kılıç, “2013’te Türk Şiiri’nin Seyri” başlıklı sunuş yazısında (2), şunları yazdı:
“2013 yine insansız bir yıl oldu, yine insafsız bir yıl oldu. İnsansız hava araçları gibi. Uzaktan nereye sürersek oraya gideceğini farz ettik ama yanıldık. İnsanın olmadığı yerde ne şiir olurdu ne siyasi iklimin bir karakteri.”
Kılıç’ın şu sözleri ise, yaşlı bir yenilmişin sözleri gibiydi:
“İnsan ikliminin yeniden yeşerdiği, birbirimize doğru bakabilmenin geliştiği bir şiir kültüründe yaşamaktı tek arzum.”
***
Bu arzu benim de arzum… Ortadoğu’da kazan iyice kaynadı… Türkiye, kazanın ateşini harlayan bir ülke… Şiirin rüzgârı nerede? Ve biz ne zaman, “yaşlı bir yenilmiş” olmaktan çıkacağız, yaşamın rengârenk bir şölen olmasını düşleyenler olarak?
Bu soru, kanatmak içindir yaramı, yaramızı…
_______________________________________
(1) “Şimşiir Ağacı – 2012 Şiir ve Şiir Kitapları Yıllığı”, Hazırlayan: Mustafa Ergin Kılıç, Etki Yayınları, Birinci Baskı: Şubat 2013, İzmir.
(2) “Şimşiir Ağacı– 2013 Şiir ve Şiir Kitapları Yıllığı”, Hazırlayan: Mustafa Ergin Kılıç, Zenliman Yayınları, Birinci Baskı: 2014, İstanbul.