1.
kanatarak acılarınızı masa üstlerinde buzul
aydınlığına çekildiniz içinizin. –usta işi
şiirler okudunuz bilge yüzünüzle eski yazı
alnınıza çizdiğiniz kırışık rahle
diz çöküp selamladı sizi, daha bitmedi, daha-
silgisiz bir kalemle silip kendinizi
alt katınızda oturan merhumu sordunuz birbirinize
iyiliklerinizi
akşamüstlerine dadanan sevimli bir kediyi biz–
2.
karıştırdılar bizi, ben sizi
gemileri yırtılmış tayfalardan tanıdım, sancımasından
su alan bir geminin
dini kulağına fısıldanan bir bebeğin
terleyen avuçlarıydınız parlayan gümüşlerin-
izden bildim. biliyordum, ıslak bir göldü babası
ölmeden bir çocuk konuşamazdı
ben sizi alnınızdaki dövmeden tanıdım–
3.
ne çok ağladı anneler öldüğüme –kötü oldum!