Akciğer kanseri tedavisi görev ve diyaliz hastası olan Refik Durbaş durumunun kötüleşmesi üzerine bugün akşam saatlerinde hayata gözlerini kapadı. Refik Durbaş’ın cenaze törenine ilişkin henüz bir açıklama yapılmadı. Refik Durbaş kimdir? Erzurum’un Pasinler ilçesinde doğdu. Liseyi İzmir’de bitirdi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’ndeki öğrenimini bitirmeden ayrıldı. 1965-1968 arasında çeşitli işlerde çalıştı. Yeni İstanbul ve Cumhuriyet gazetelerinde …
AYRINTILAR...EDEBİYAT - HABER
DİKENLER – Öykü – Ali Hikmet EREN, Gökhan TOK
dikenler -gökhan tok’a…- ne kadar da çoklar; koparıyorum, bitmiyorlar. kopardıklarımın yerine yenileri çıkıyor aynı gece. kopardığım dikenler derimde derin yaralar açarken, onları koparmaya ara verdiğimde de vücudum bir diken tarlasına dönüyor. üç gün oldu, her yerimden çıkmaya ve büyümeye devam ediyor dikenler. genellikle geceleri, ben uyurken uzuyorlar. günümün büyük …
AYRINTILAR...Beton Rahimdeki Yas Müziği – Öykü – Serdar AYDIN
Az önce uyanmıştı. Lavabo aynasının önünde, uykulu gözlerini kocaman açarak yüzüne bakıyor, aynadaki siluetin kendine ait olup olmadığından kuşku duyuyordu. Gözlerini kapadı. Açtı, yine aynı silueti gördü; dün ve ondan önceki sabahlarda olduğu gibi. Mavi çizgili gömleğini giyerken, ‘bozkırda yaşamak…’ diye düşündü. Bozkır insanının deniz görünce yaşadığı şaşkınlık, aslında bu …
AYRINTILAR...MELEKLER – Öykü – Gökhan TOK
Özer Aykut’a… Sanki bir şeyler değişti, havada bir dalgalanma oldu. Küçük ziller gibi çınlayan neşeli kahkahalar duyuldu. Ağaçlar yavaşça salındılar ve saçlarını tarar gibi oynattılar dallarını. Minik bir mucizeydi belki, belki de bir hayaldi. Gün ortası saatlerine özgü özel bir andı sanki. Hiç törensiz, şatafatsız, usulca indi melekler. Suyun …
AYRINTILAR...Sohrâb Sepehrî – Henüz Yolcuyum… 5 Aralıkta MedaKitap Etiketiyle Kitapçılarda!
“1940 senesinin onuncu gününde büyük amcamın motosikletini çaldık ve bir müddet bindik. Meyve hırsızlığını çok erken öğrenmiştik. İnsanların bahçelerinin duvarına tırmanırdık ve incir ile nar çalardık. Ne keyifliydi. Geceleri, Sâfiâbad Çölü’nde göğsümüzün üzerinde sürüne sürüne karpuz ve salatalık tarlalarına kadar giderdik. Karanlık ve acıyı bağrımıza basardık. İyi bir alıştırmaydı. Hâlâ …
AYRINTILAR...