YAZILAR

HER ŞEY RÜYA, HER ŞEY GERÇEK – M. MAHZUN DOĞAN

Edip Cansever’in dört bölümlük uzun bir şiiri vardır. Bir senfoni gibi… Hangi şiir mi? “Çağrılmayan Yakup”. “Kurbağalara bakmaktan geliyorum, dedi Yakup” diye başlar. Bu dizede ne varsa? Gençlik yıllarımdan bu yana unutmam hiç! Bir senfonide yinelenen temadır sanki. Yakup adı bile ayrı bir büyü atmosferidir benim için. Giriş bölümü şöyledir: …

AYRINTILAR...

EMEK (EDEBİYATI METALAŞMAKTAN KURTARMAK) – SHULGİ Von MEDA

Ülkemizde kitap satış oranları aslında oldukça yüksektir. Sanıldığının aksine yüksek bir kitap okuma oranımız vardır. Yazarlar, yayıncılar, kitabevleri de bu sürekli yükselen kıvançlı durumdan gayet memnundur. İşte böyle buyuruyor bazı okur-yazar-satar kişiler, çeşitli entelektüel ortamlarda. Ama sizi kandırıyorlar dostlarım, kendilerini de aslında. Haklılar mı acaba, diye doğal olarak işkillenebilir insan. …

AYRINTILAR...

SPİNOZA “10 YAŞINDA” NE YAPIYORDU? – SERDAR AYDIN

Günlerdir çeşitli videolar dolaşıyor sosyal medya ortamlarında. Adı Atakan olan 10 yaşında bir çocuğun, bir kitapçının içerisinde yaptığı bilgece konuşmaların yer aldığı videoyla başlayan ve sonrasında başka videolarla devam eden süreç, deyim yerindeyse bir fenomen yarattı. Atakan’ı izleyen, konuşmaları ve kurduğu tümceler karşısında hayrete düşen, okuduklarına ve ifade ettiklerine şaşıran …

AYRINTILAR...

NASIL YAZAR OLUNMAZ – Shulgi von Meda

Nasıl yazar olunur? Olunur mu? Olunamaz mı? Olunmaz Olunmaz! Risalesi   (Ah sizi kandırıyorlar dostlarım, lütfen itibar etmeyiniz!)   İlk kural: Nasıl yazar olunacağını anlatan, simli, kalın kitaplardan ve cüzdan boşaltan derslerle sizi bir ayda yazar yapacağını iddia eden kurslardan uzak duracaksınız, öğrendikleriniz varsa hemen unutacaksınız. (Ama bu kitap da …

AYRINTILAR...

D.H. LAWRENCE: CéZANNE ÜZERİNE DÜŞÜNCELER – Çev. Recep NAS

Modern Fransız sanatının Cezanne’la birlikte küçük bir adımla gerçek töze, bugün adlandırdığımız biçimiyle, nesnel töze geri dönmüş olması olgusal bir vakıadır. Van Gogh’un dünyası, kendisini merkezine yerleştirdiği öznel bir dünyaydı oysa. Fakat Cezanne’ın elmaları, kendi ayrık bütünlüğü içinde elmayı varoluşuyla baş başa bırakma girişimidir. Deyim yerindeyse Cezanne o soylu çabasıyla  …

AYRINTILAR...

SEVDA İLE KARA ÜZERİNE – Z. ZEKİ KIRMIZI

Şiirlerinden hazırlıklı olmam gerekiyorsa da Sevda ile Kara romanında yine beklentilerimi aşan kurgu siyasetinle az çok bozguna uğramış gibiyim. Demek Serdar Aydın okurluğum tam donanımlı bir okurluk olmayı daha başaramamış… Romanın üzerine uzunca düşünmeme karşın uzunca yazarak ikimizin de kıt kaynaklarını zorlamayacak birkaç tümce çatmak, kafamda en sonunda somutlayabildiğim bir iki soruyu …

AYRINTILAR...

BENDİM ZONGULDAKLI KARDEŞİ AHMET OKTAY’IN – Öner FİKRİ

Uzun uğraşlardan sonra 1993 yılında alkolle arama kalın ve yüksek bir duvar örmeyi başarınca Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda yürüttüğüm maden mühendisliği görevim ve şiir ön plana çıktı. Önceki yıllardan kalan çalışmalarımı düzenlemeye başladım. Bu arada yeni şiirler de geliyordu. O yıllarda yaşadığım Karadeniz Ereğli’de bir kitabevinin sahibi olan arkadaşım Nazlı Demirel’in …

AYRINTILAR...

ATLARIN UYKUSU… – BEYTULLAH KILIÇ

Atların Uykusu*nda Şiiri Yazıya Geçiren Elçi!: Salih Bolat Atların Uykusu, 2014 yılında Varlık Yayınları imzasıyla okurla buluştu. İsmiyle okura ilk oku fırlatan kitap Atların Uykusu. Dört bölümden oluşuyor: Düşlerin Ayrımı, Atların Uykusu, Belirsizlikler, Suluboya Resimler. İsminin çağrışımsal zenginliği kitabın sonuna kadar okuru bırakmayan bir eser Atların Uykusu. Şairin gerçeklikle sürekli …

AYRINTILAR...

SEVDA İLE KARA ÜZERİNE – HAYATİ BAKİ

serdar aydın, 1970 yılında doğdu: istanbul teknik üniversitesi haritacılık mezunu; izlek dergisine emek veren gençlerden biri; ilk şiirini 1993’te yayımladı; 2001 yılında TÜYAP istanbul sanat fuarı genç sanat eleştirmeni ve sanat galericileri derneği özel başarı ödülü sahibi; onun deyişiyle: “Kafdağı’ndan sürgün bir terekeme ve dünyanın en güzel bozkırı olduğuna inandığı …

AYRINTILAR...

BALABAN VE BOTTİCELLİ –  Serdar AYDIN

 “Anlatayım Duyduğumu, yapılanları, o çağın yaygın ününü, Ağır suçları, kıyımları, dedim öğreneyim yalanı, İndim yüksek Olympos’tan görmeye dünyayı, Çıktım tanrılıktan girdim insan kılığına. Çok sürer saymak yeryüzünde olup bitenleri, Suçları, yıkımları. Azmış anlatılan; olanlardan.” Ovidius, Dönüşümler, s.27, Çeviren: İsmet zeki Eyüpoğlu, Payel Yayınları, 1.Basım, Haziran 1994, İstanbul   Coğrafyanın kader …

AYRINTILAR...