ÖYKÜ

YESENİN – ÖYKÜ – ALİ HİKMET EREN

arda karapınar’a… bir dostumla bira içiyoruz… tekmelediğimiz kedilere, kafese koyduğumuz kuşlara geliyor nihayet sıra; bira bardaklarındaki köpük miktarının, barmenin el çabukluğuna bağlı olup olmadığına. alkolün genişlettiği damarları, tuzlu fıstıkların o damarları nasıl yeniden kapattığını bile konuşuyoruz; konu ağır! köpükler üzerine çok konuşmuş olmalıyız ki, köpürmeye başlıyor ortalık. uçuşan baloncuklarla doluyor küçük masamız da. tam da zamanı, …

AYRINTILAR...

DİKENLER – Öykü – Ali Hikmet EREN, Gökhan TOK

dikenler -gökhan tok’a…-   ne kadar da çoklar; koparıyorum, bitmiyorlar. kopardıklarımın yerine yenileri çıkıyor aynı gece. kopardığım dikenler derimde derin yaralar açarken, onları koparmaya ara verdiğimde de vücudum bir diken tarlasına dönüyor. üç gün oldu, her yerimden çıkmaya ve büyümeye devam ediyor dikenler. genellikle geceleri, ben uyurken uzuyorlar. günümün büyük …

AYRINTILAR...

Beton Rahimdeki Yas Müziği – Öykü – Serdar AYDIN

Az önce uyanmıştı. Lavabo aynasının önünde, uykulu gözlerini kocaman açarak yüzüne bakıyor, aynadaki siluetin kendine ait olup olmadığından kuşku duyuyordu. Gözlerini kapadı. Açtı, yine aynı silueti gördü; dün ve ondan önceki sabahlarda olduğu gibi. Mavi çizgili gömleğini giyerken, ‘bozkırda yaşamak…’ diye düşündü. Bozkır insanının deniz görünce yaşadığı şaşkınlık, aslında bu …

AYRINTILAR...

MELEKLER – Öykü – Gökhan TOK

Özer Aykut’a…   Sanki bir şeyler değişti, havada bir dalgalanma oldu. Küçük ziller gibi çınlayan neşeli kahkahalar duyuldu. Ağaçlar yavaşça salındılar ve saçlarını tarar gibi oynattılar dallarını. Minik bir mucizeydi belki, belki de bir hayaldi. Gün ortası saatlerine özgü özel bir andı sanki. Hiç törensiz, şatafatsız, usulca indi melekler. Suyun …

AYRINTILAR...

GARAJ – ÖYKÜ – İLKER ÜLGEN

Banliyöde yeni bir ev bakmaya gitmiştik. Aslında uzak, sevimsiz yerler. Kıraç toprağın ortasından akan jilet gibi asfalt ve sağlı sollu serpiştirilmiş sitelerin içinde kaba kaba evler. Yeni yapıldıkları her hallerinden belli. Uzun süredir ikamet edilen yerleşim yerlerindeki o oturaklılığın sıcaklığı yok. İnsan balkon pencerelerine bakınca karşılıklı kurulmuş iki sandalye, arkalarına …

AYRINTILAR...

SAVAŞIN SONU – Öykü – Stephen CRANE

Bir çavuş, bir onbaşı ve On İkinci Cephe Alayı’ndan on dört adam, anayol üzerindeki evi işgal etmek için gönderilmişti. Kendi adamlarından oluşan herhangi bir ileri karakolun en az yarım mil ilerisinde olmalılardı. Çavuş Morton, bu göreve gönderilmiş olmasına içten içe öfke duyuyordu. Çok yüklenildiğini söyleyip duruyordu. Bu ağır göreve gönderilmesi …

AYRINTILAR...

YAPRAKLI DENİZ EJDERİ – Öykü – İlker ÜLGEN

Mahkeme salonu bomboştu; ne sıralarda tek bir kişi, ne de mübaşir. Tüm tanıdıkları yalnız bırakmıştı sanığı. Avukatı bile yanında olmak istememişti. Cama yakın bir ağacın dalı tak tak vurdu, ses salonda yankılandı. Hâkim gözlerini sanığa dikti, elindeki tokmağı kafasına doğru fırlatıp bağıra bağıra konuştu. “Bir kadın ve bir erkek cesedi …

AYRINTILAR...

KIRK İKİYE GİRİŞ İZNİ- Öykü – İlker ÜLGEN

Bahçe duvarları öylesine yüksek ki aşmak sözde olanaksız duruyor. Kalın, upuzun, uçları sivri mızraklar gibi demir parmaklıklar. Beş on metrede bir sensörlü kameralar yerleştirilmiş. Bahçenin iç yanında elinde fenerle bekçi devriyede. Hah, aptallar! Benim içeriye girmemi bu dandik engellerle önleyebileceklerini sanıyorlar. Ne kadar azimli olduğumdan haberleri yok anlaşılan. Ne kadar …

AYRINTILAR...