Adsız sokaklar var yosma çığlığın sağanağında
yanağımda kıllı bir et beni gibi duruyor namussuz evren
kliniğe sevki gecikmiş, kemikleşmiş bir günah çıkartmasın
sevdan boş bavullarımın çıkartması hep.
rumuz kullanılan bir akşamda
seninle evlenmiş bak harabe arabesk!
hem besteler kayıp, ayıp bu çok ayıp!
şarkıların tereddütsüz kalbimize mıhlanıp
tükürmesi üzerimize revaçta ayrılıkları.
Adsız sokaklarda dümdüz edilmişsin durduk yere
durgun bir nehir azıtmış, bu aşağılanması işte ömrün
kendini darlamış yaşam, her sabahtan çığlık araklamış
oturmuş gece gece şiir olmuşsun,
içi kurtlanmış meyveler gibi tarumarsın ağlarken
yüzümde bir tarantula ulu orta sade zehrini unutmuş.
Kimselere telefon açmadım,
açmadım ısrarlı yaranın ölüm kokan cerahatini
bildiğim şehirlerin bilmezden geldiğim
adreslerine resmi serseriydim,
resmen hayatta tuttu aşk beni
resmen hayattayken unuttu aşk beni
suratımda rezil bir seyahate çıkarken tereddütsüz ayrılıklar
benimle evlendi harabe arabesk,
arap saçını çözemedim arap özentisi ülkenin
kliniğe sevk tarihimi geciktirsin diye sevgilimin
ellerimle bozduğum psikolojisi
jilet gibi giyindim bonkör cinnetimi
yanağımda yosma bir çığlık haykırdı
yanağımda ağını unutan
tarantulanın korku dolu gözleri,
tükürsün bana benden namusslu evren
ilerde bir cinayet…
bak etim seyahate çıktı!
kimselere telefon açmadım
sokakları,çocukluğunu unutan çocuk akşamlar kanattı
tükür suratıma ömrüm,
benim bu sana yaptığım çok ama çok ayıptı!