YAZILAR

KARŞIYAKALI OLSAYDI, “MERHABA!” DERDİ İLHAN’A, GÖKÇE’YE… – M. MAHZUN DOĞAN

Karşıyaka mezarlığı kocaman bir kent artık… Uçsuz bucaksız… Adı, birkaç tanıdığı dışında unutulup gidenlerden toplumca tanınan, bilinen, yüzyüze tanışılmış olmasa da konuşulan, anılan nice insanın yan yana yattığı büyük bir kent… Cezaevi üniversitesinde şiirini biçimlendiren Enver Gökçe de, Seyranbağları Huzurevi’nde ömrünün son yıllarını geçirdikten sonra yaşama veda ettiğinde, Karşıyakalı olur. …

AYRINTILAR...

BİR KÜLTÜR ŞEHRİ ANKARA – Esme ARAS

“Ankaralılar için, yaz gecelerinde dere boylarında yapılan gezintiler, kemerli taş köprüler, değirmen arklarında çamaşır yıkayan kadınlar, sürüler halinde yüzen ördekler bir uzak geçmişten fotoğraf karelerine yansıyan hayallere dönüşmüştür.” Erman Tamur, çalışmalarını Ankara’nın tarihi ve kültürel değerleri üzerine yoğunlaştıran bir araştırmacı-yazar. “Ankara Keçisi ve Tiftik Dokumacılığı-Tükenen Bir Zenginliğin ve Çöken Bir …

AYRINTILAR...

DEĞİNİLER – Murat DARILMAZ

  Ah şu mükemmeli arama duygusu! Sözcüklerin, cümlelerin, metinlerin mükemmeli farklı, düşüncelerin mükemmeli farklı. Düşüncenin mükemmeli olabilir mi emin değilim ama düşünme ediminin kesin olur diyebilirim. Düşünmenin sistematiği olur, disiplini olur ve bunu mükemmel bir şekilde organize edebilirsin. Zaten felsefe bilimi de bunun gereklerini, yöntemlerini gösteren bir bilim dalı değil …

AYRINTILAR...

RAH.3, DAVİD HELFGOTT VE PAZARLAMA’NIN ACIMASIZLIĞI – Serdar AYDIN

David Helfgott… Müziğe olan tutkusu, elbet ki çok başka gerekçeler de vardır, akıl sağlığını yitirmesine neden olmuş bir piyanist. Rachmaninoff’un 3. Konçertosu’nu seslendirebilmek için verdiği mücadele “akıl yitimi”ne ve 12 yıl süren uzun bir psikolojik tedavi görmesine neden olmuş sıra dışı bir icracı. Delilik ile dahilik arasında salınan ömrü, mutlak anlamıyla …

AYRINTILAR...

İÇ SAVAŞ – Gökhan TOK

Sokağın sonundaki evden ateş ediliyor. İç savaştan önce bahçesinde erik ağacı bulunan bir evdi bu. Şimdi içeriden silah atıyorlar. Karanlıkta her on dakikada bir beş mermi yakıyorlar. Bulunduğum yerden namluların alevini göremiyorum ama seslerini duyuyorum. Nişan almadan, yalnızca gözdağı vermek için rastgele ateş ediyorlar. Seslerden anlıyorum kalabalık olduklarını. Farklı tüfeklerin …

AYRINTILAR...

MASUMLAR AĞACI

Dünyada her şeyin bir karşılığı var. Gecenin karşıtı gündüz, iyinin karşıtı kötü ya da yaşamın karşıtı ölüm. Adem ve Havva’nın cennetten kovulmalarına neden olan yasak bir ağaç vardı. Demek ki onları yeniden cennete götürecek başka bir ağaç da yeryüzündeydi. Cennette meyvelerini yiyenlere kendilerini bilmelerini sağlayan bir ağaç varsa, dünyada da …

AYRINTILAR...

KUMRUNUN SAKLISINDAN

Güvercinleri değil kumruları severim ben. Kumru guguklarında saklı çocukluğuma erişebilmeyi… O okşayıcı sesle, çatıların ve çam dallarının arasından kasabamızın sabahına, gri mavi buğusuna dağılan huzuru, hüznü, yumuşaklığı nerede duysam dikkat kesilirdim. Ninemin taraçasına, uydurduğu masallara konan kuşlardı kumrular. Babaannemin kuşlarıydı. Gümüş saçlı, kirpiksiz kırmızımsı gözleri, dirlik ve dinginlik veren nefesiyle …

AYRINTILAR...

CİNAYET MAHALLİNE DAVET

Bu gece yazmayı düşündüklerimi bir kenara aldım. Çoktandır dü­şündüğüm ama bir türlü başlayamadığım, ölüm ve yaşam arasında ince bir çizgide yürüyen iki genci anlatacağım romanımın girişi tamamdı. Çıkış noktasını bulup, eşiği aştığım ilk cümleyi he­men yazdım: “Sokak arasından belli belirsiz bir sesin kulağıma gel­mesi ile dar, karanlık yöne saptım. Bütün …

AYRINTILAR...

ERKEKLER, KADINLAR VE TEKNELER

1897’de, Küba’daki ayaklanmaya ilişkin haberini geçmek için giriştiği ilk deneme nerdeyse bir felaketle sonuçlandı; seyahat ettiği Commodore adlı gemi, 5.000 dolar değerindeki mühimmatıyla batmış ve tehlike dolu dalgalar arasına dalmadan hemen önce altın dolu para kemerini düşüren Crane—ki boğulduğu bildirilmişti—en sonunda, içinde kaptanı, aşçısı ve yağcısı olan bir patalyada kürek …

AYRINTILAR...

KANATLARI OLMAZSA – Serdar AYDIN

Pencere camının üzerinde öylece duruyordu. Hareketsizdi. Ara sıra kanatlarını kıpırdatıyor, ön ayaklarıyla burnunu sıvazlıyordu. Bir burnu var mıydı, emin değilim. Ama ön ayaklarını sürttüğü ve temizlendiğini varsaydığım bölgeye burun demekten çekinmiyordum. Aniden hareketlendi. Kanatlarının hızı, camın yüzeyinde bir esinti yarattı. Konumu sürekli farklılaşıyordu. Uçuşunun rotası değişkendi. Aslında çok eksenli devinimini …

AYRINTILAR...