DENİZDEN GELEN – Gökhan TOK

Bu gece benim leşimi denizden çıkardılar. Derinde, dans eden yosunların arasında ve suskun balıklarla yan yana, belki aradığım huzur vardı orada. Gözlerim yerinde dursaydı bakardım beni bulanlara, ellerinin içinde benim soğukluğumu tutuyorlardı, göremedim. Bu gece geçmişten gelen bir hayali, yitik bir ruhu çıkardılar denizden. Bu gece beni derinlerde buldular. Orada aklımın içindeki derinliklerde, bulanık suyun, dibin kapkara kumlarının aklımı gölgelediği karanlığın içindeydim, derindeydim. Çıkardılar. Saçlarımı, gözlerimi, ellerimi, üzerime yapışan deniz kabuklarını çıkardılar. Uzun zamandır oradaydım, evimi, adımı unutuncaya dek kaldım orada, sahte gülüşleri, verilen sözleri unutuncaya dek…

Ellerimden kayıp giden bir zamandaydım, geleceğin solgun sularından, anılarımın çamurlu derinliklerinden çıktım. Dudaklarım yerinde dursaydı anlatırdım onlara, kendimden, hayatımdan, hiç söylemediğim, söylemekte geç kaldığım şeylerden söz ederdim.

O şimdi kentin caddelerinde yürüyor; rüzgarlı saçları, rüzgarlı gözleriyle her zamankinden güzel. Uzaktan izliyorum onu; dokunacak kadar yakınım ve yıllarca uzakta… O yürüyor önümde, insanların arasında, iş çıkışı telaşında. Buradayım demeli ona, işte geldim.

“Ah sevgilim, yıllar önce neredeydin…”

O yürüyor deniz kıyısında, beni biraz önce çıkardılar sudan; gözlerimi, ellerimi, saçlarımı, nemli gülüşümü biraz önce çıkardılar. Balıkların öpüşünü bırakıp derinlerde, sana getirdim dudaklarımı. Hâlâ kaldıysa eğer birazcık sıcaklık, çok değil azıcık, ılık bir öpücük için geldim sana; biliyorum buna değer.

Yosunları bırakıp ellerimi getirdim sana, saçlarının arasında dolaşsınlar diye. Biraz geçmiş bir anıyım, biraz solgun, soğuğum; olacak o kadar, beni biraz önce sulardan çıkardılar.

Aşkın elçisi gibi geldim sana, uzaktan, çok uzaktan, unutulmuş bir geçmişin sönmüş pırıltısından, yüzlerce kilometre uzaktan, yıllar önce yıkılmış bir kentin anısından geldim. Sesiz mavinin içinden, gözlerimdeki gülüşten, deniz kabuklarından çıkan balıkla konuşanların içinden geldim. Sana verecek sözüm yok. Sesim kıyıya vuran dalgada kaldı. Kimindi bilmiyorum bir el beni denizden çıkardı.

YAZAR:

Check Also

“TANRI VE KRAL İNDRA” ÜZERİNE BİR DENEME – SEDA ZENGİN

Yabancı, yabancı, gitme ve beni bırakma* paradesee jaana nai परदेसी जाना नै     . …

Anonim için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir